Dil, çocuğun doğuştan kazandığı bir yetenektir. Çocuk doğduğu günden itibaren konuşma dilini öğrenmeye başlamaktadır.
Çocuğun dili iletişim aracı olarak kullanabilmesi için dille ilgili sembolleri öğrenmesi, belleğinde saklaması ve gerektiğinde kullanması gerekmektedir. Oyun, çocuğun dil gelişiminde önemli bir role sahiptir. Çocuğun dil becerileri ebeveynleriyle oynadıkları sözlü oyunlar, kendisine anlatılan masallar ve ninniler aracılığıyla gelişir.
Çocuk oyunlarının birçoğunda dilin kullanılması gerekmektedir. Özellikle oyunlarda ebe seçimi sırasında kullanılan tekerlemeler veya neşeli sözler çocukların dil gelişimini desteklemektedir.
Grup içinde oynanan oyuncaklar çocuğun duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlamasının yanı sıra dil kullanımı için ortam yaratmaktadır. Örneğin, oyun kurma yoluyla birbiri ile iletişime geçen çocukların cümle kurma, soru sorma, yanıtlama, öykü anlatma becerisini geliştirmektedir.
Oyun ve Oyuncağın Bilişsel Gelişime etkisi
Oyun çocuğun psikomotor, sosyal ve duygusal gelişimini etkilediği kadar zihinsel gelişimini etkilemektedir. Çocuk oyunlarının çocuğun zihin sel gelişim süreci içinde belli seviyelerde oluştuğunu ve bunun da iki prensibe dayandığını açıklamıştır. Bunlar asimilasyon ve akkommodasyondur.
Asimilasyon, dış dünyanın içe alımı anlamına gelir. Çocuğun yaşantılarını, deneyimlerini, kendi, davranış ve düşünce yapısını içinde düzenlemesi ve yoğunlaşmasıdır.
Akkommodasyon ise çevreye uyum anlamına gelir. Oyun yoluyla çocuk zekâsını kullanmayı öğrenir, dünyayı ve çevreyi keşfeder, bilgi edinir, merak duygusunu tatmin eder, mantık yürütmeyi ve seçim yapmayı öğrenir.
Oyun, çocuğa araştırma, nesneleri tanıma ve sorun çözme olanağı tanır. Bu yolla çocuk, büyüklük, şekil, renk, boyut, ağırlık gibi çok sayıda kavramı öğrenir. Bunun yanı sıra eşleştirme, sıralama, analiz, sentez ve problem çözme gibi zihinsel işlemleri gerçekleştirir.
Çocuğa güçlükle öğretilen pek çok kural, oyun sırasında daha kolay öğretilebilir. Çocuklar öğrenme, karar verme, iş birliği, sıralama, düzenleme, paylaşma, başkalarının hakkına saygı gösterme, yardımlaşma gibi pek çok kural ve kavramı oyun sırasında farkına varmadan öğrenir ve benimser.
Oyunun çocuğun gelişimi üzerindeki çok boyutlu etkisi, öğrenme ortamlarının düzenlenmesinde öğrenme yöntemi olarak kullanılması konusunda dikkatleri çekmektedir. Çocukların oyuna olan ilgisini öğrenme sürecinin kolaylaştırıcısı olarak kullanmak etkili bir öğretim stratejisidir.
Yapılan araştırmalarda eğitim ortamlarındaki oyun alanları ve köşelerinde düzenleme yapan anaokulu öğretmenlerinin sınıflarındaki çocukların okuma yazma becerilerinde gelişme olduğunu gözlemlemiştir. Çocuk gerekli
ortam ve malzemeyi bulduğunda bedeniyle, hareketleriyle, duyuları, duyguları algılaması ve anlatımıyla her zaman yeni bir şeyler üretmeye yönelmektedir. Çünkü oyun çocuğun yaratma ortamıdır.
Çocuk yalnız büyüklerden öğrendiğini ve gördüğünü oyuna aktarmakla kalmaz kendi yeteneklerini de bunlara katarak yeni şeyler yaratır. Oyun öğretmenlere, anne babalara çocukların gizli yeteneklerini keşfetme olanağı sağlamaktadır. Böylece çocukların eğitimlerine bu yönden katkı sağlanabilir.
Çocukların yaşamında beden ve ruh sağlığı açı sından oyun ve oyuncakların önemi büyüktür. Gelişimin her evresinde önemli bir yere sahip olan bu etkenler, çocuğun birçok becerisinin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Oyun, insanoğlunun var oluşundan bu yana sürdürdüğü bir eylem olup, yaşamla birlikte başlar, yaşamın her döneminde farklılaşarak ve gelişerek devam eder. Oyun insanoğlu için yaşamsal bir gereklilik ve gereksinimdir.
Kaynak: Hediye Bekmezci ve Hava Özkan - Atatürk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Erzurum